manisa KENZİ CADDESİNİN ALTINDAKİ HAZİNENİN YERİ

KENZİ CADDESİNİN ALTINDAKİ HAZİNENİN YERİ
Manisanın Dr. Lütfü Kırdar meydanından garaja doğru inen caddenin adı biliyorsunuz "KENZİ" caddesidir.Acaba bu şehirde yaşayanların hele hele yeni neslin nekadarı bu caddenin adının niçin kenzi olduğunu biliyormu diye merak ettim.Sevgili dostum ve arkadaşım "NATUREL" giyimin sahibi Hüseyin Çambel'in dükkanını önündeki ağacın altında(bizim sohbet ağacımızdır o) bir grup arkadaşla akşam çayı içerken önce beraber çay içtiğimiz arkadaşlara sordum.KENZİ CADDESİ ADINI NEREDEN ALIR?..Doğru cevap veren pek olmadı .Sonra döndüm kaldırımdan geçenlere bir saniye deyip ayni soruyu sordum .Yaklaşık sorduğum otuz kişinin birisi doğru cevap verdi.Cevap verenlerin bazıları "kenzi" isminin bir Ameriklı adı olduğunu ,bazıları ingiliz devlet adamı adı olabileceğini,kimi de uzakdoğulu bir isme benzediğini ,bazılarıda tıpkı "İNGOLSDAT" bulvarı gibi kardeş şehirlerden birinin adı olabileceğini söyledi.Bunların bazılarıda kenzi caddesinde oturuyorlardı. Gördüğünüz gibi o caddede oturanlar bile caddenin altında saklı olan osmanlı döneminin büyük hazinelerinden birinin var olduğunu bilmiyordu.

Peki işin doğrusu neydi ,kimdir bu KENZİ...Ankara ayaşta 17. yy başlarında doğan daha sonra İstanbula gidip tahsil gören mutasavvıf,şair ve bestekar olan ve kalpleri ve gönülleri olgunlaştırmak için Manisaya gönderilen tıpkı Merkez Efendi gibi Sümbüli-Halveti ekolünden olan ve 1715 de Manisa'da vefat eden arkasında şiirler,naatlar,besteler ve vakfiyeler bırakan büyük bir gönül insanıdır.Asıl adı HASAN olup kendisine " KENZİ HASAN EFENDİ "denmesinin sebebi ilminin ,şairliğinin,bestekarlığının çok büyük adeta sonsuz gibi olduğunu,ancak çok mütevazi olduğundan dışarıdan hemen anlaşılamadığından yeraltında gizli hazine anlamına gelen "KENZİ"kelimesi isminin önüne sevenleri tarafından sıfat olarak verilmiştir.

Acaba Manisa'da vefat etmiş bu insanın arkasında bıraktığı vakfiyesinde kayıtlı olan camii,tekke ,halvethane,kütüphane,kiler,fırın,kuyu,iki ev,meyvebahçesi,yağhane,berber dükkanı,bakkal dükkanı ,hallaç dükkanı,otuz adet bekar bekar odası ve kendisinin de gömülü olduğu hazire(küçük özel mezarlık) den oluşan külliye nerede?. Zamanın idarecileri tarafından vakfiyesi özel şahıslara satılmış vedaha sonrada yıkılarak yerine apartmanlar yapılmıştır.İsminin verildiği bu caddenin girişinin sağ tarafında bugün bulunan zirve unlu mamüllerin önünde yolun altında tıpkı bir gizli hazine gibi kabrinde yattığını Manisa'mızın önemli kültür değerlerinden olan Tezcan Karadanışman amca söylemektedir.

Kenzi Hasan Efendi İstanbulda yaşadığı dönemde devrin en büyük bestekerları olan Hafız Post,Itri,Nay-ı Osman Dede,Derviş Ali Şirugani ve Selim Giray Hanın musiki meclislerinde bulunmuş olmalı ki bu büyük bestekerlardan Itri ve Derviş Ali Şirugani Kenzi Hasan Efendinin Şiirlerini bestelemiş.Kenzi Hasan Efendi'nin kendi bestelerindede o bestekerların etkisi görülmektedir.

Kenzi Hasan Efendi Ayrıca teorik musiki bilgilerinide ilk kaleme alanlardan olup "EDVAR" isimli kitapta toplamıştır,ama bu kitap günümüze kadar gelememiştir.

Büyük gönül insanı ,şair ,bestekar senin kabrini yol altında bıraktığımız için seni tekrar hazine gibi gizlediğimiz için ,seni hergün çiğnediğimiz için ne diyebilimki.Ancak "KENZİ" caddesinden her geçişimde seni hatırlamaya çalışıyorum...RUHUN MUAZZEZ OLSUN.

Ondan bir şiirle bitirelim ,Bu şiir kendisi tarafından acem makamında bestelenmiştir.

Demedim mi demedim mi

Sana canım demedim mi

Huma kuşu bu kafesten

Bir gün uçar demedim mi

Bak şu kaşa bak şu göze

Türab olmuş ela göze

Yazısız mezarlar bize

Hüda kazar demedim

kaynak=dr fahrettin er